27 Nisan 2011 Çarşamba

Disneyland Paris

Kis aylarindan bu yana planladigimiz geziye cikmak sonunda nasib oldu. Bu seferki duragimiz Disneyland Paris´ti. Cok sevdigim dostumla kuzularimizi ve annelerimizi alip güzel bir tur yasadik.




Cocuklar her firsati degerlendirdiler. Biz de otelimizi sadece uyumak amacli kullandik. Iki yasli anne bir hamile ben halimize bakmadan cocuklarin gününü gün etmeye calistik, ama cok yoruldugumu itiraf etmeliyim.






Sahte timsahlara ugradik...




Hemen otelimizin önündeki balon sayahatine katildik.




Sinirli kizim, kostu, kacti, sanki heryeri önceden taniyormus gibi basina buyruk davrandi, anne kizinca da böyle karsi cikti...




Disney figürlerinin bulundugu lokantalarda cocuklar yemek yerine onlarla tanismaya ve imza toplamaya odaklandi.




Hop oturup hop kalktilar...





Burada Pluto kizima sariliyor mu boguyor mu belli degil, bilinen tek sey var Sumeyra halinden cok memnun...






Birazda alisveris yapalim..






Masaallah ne varsa kiymetli oldu, bir cok sey almaya niyetlendiler ama anne freniyle karsilastilar dogal olarak... Zaten aldiklarimizi bavullara zor sigdirdik, yeter ama...






Haydiiii balon yolcusu kalmasiiiiiiiiiiiiiin... :)






Yukardan otelimizin görüntüsü: Disneys New York Hotel





Burasi da Disneyland´in bir bölümü... Biz park planina bakmadan önce havadan ortaligi görmeyi tercih ettik, cokta faydali oldu :)









Balondan asagiya bakmamak icin bol bol fotograf cekmeyi yegledim...




Yavrularim benden daha cesaretliydi dogrusu, bendeki yükseklik korkusu beni etkilemedi desem yalan olur...




Iste benim Minni Maus Sumeyram...






Otele iki bavulla ve kücük cantalarla gittik ama gelirken alacagimiz hediyeleri sigdirmakta zorlandik.




Otele gider gitmez hemen Tv keyfine basladilar...





Kizim cok ilgi duydugu Breakdance gösterisi görünce dayanamadi, illaki izlemek istedi.






Iste Walt Disney´in kendi dilinden, imzali yazisi...






Kuzular stüdyo, park vs. demeden, bikmadan usanmadan heryeri gezdiler...





Canim annem de cocuklar eglensin diye kendini bayagi yordu...








Kizim dinazora meydan okudu...




Bir cok eglenceli yerlere katilmak icin uzuuuuun siralar bekledik. Gerci bebegimin sayesinde özel bir kart alarak bircok yerde istisna durumum sayesinde fazla bekletmediler ama uzunca kuyruklar görülmeye degerdi...









Zaman zaman kavga zaman zaman ise paylasimlar yasadik. Yukarda güzel anlardan biri görülmekte: seker paylasimi :)




Kizim otelde de yerinde duramadi, yataktan yataga atlayarak kudurdu...



Mickey ve Minni Maus sabah kahvaltiya giderken imza dagitti... Kizim bu kostümlerin icinde bir insan oldugunu bilmiyor. Onlari gercek veya robot saniyor. Aslinda cok anlamli sorular sordu bana. "Anne mademki Mickey ve Minni gercekler neden agizlari hareket etmiyor?" gibi mantikli sorularla nerdeyse gercekleri desifre edecekti. Ama onun hayal dünyasini hemen yikmak istemedim, ne bileyim.



Sumeyra Minni Maus balonu diye tutturdu, onca sicakta ve uzun süren gezi de bir de isin yoksa ucan balon tasi...












Günün belirli saatlerinde gecit törenleri yapildi.



Karanlik magalarda ejderhalar yakaladik...



Kücük korsanlar karsi düsmanlari gözetlemek icin siraya girdi...





Arada oyunlar oynadik, düsmanlari yendik... :)




Yine imza yine imza...





Otelin önünde güzel oglum...




Birazda Eifel Kulesini gezelim...



Seine irmaginin kuleden görünüsü...






Kizim illaki sehri inceleyecegim diye tutturunca onu mecburen omuzuma almak zorunda kaldim...




Itiraf etmeliyim Paris kuleden muhtesem gözüküyor...



Güzeller güzeli bayragimiz kulenin icinde yer almis. Bu pano muhtelif sehirlerin Paris´e mesafesini gösteriyor.



Kulenin en tepesine cikmak icin kullanilan asansörden asagiya bakan oglusum...










Canim annem...



Kizim ve arkadasi meydanda breakdance gösterisi gördüler ve kenardan kenardan onlara katilmaya basladilar.



Derken bu iki sevimli yavru o kadar begenildiki, guruba dahil edildiler... :)



Kizimin cesaretine hayran kaldim. Fotografta cikmayan ama bizim tarafimizda bulunan onlarca insan yavrularimizi alkis yagmuruna tuttular.





Bu seker yalayisina eminim yandaki bayan bile kiskanmistir hehehe :)

Bitmek bilmeyen bu kule seklindeki sekerleri aldigima pisman oldum. Masaallah her fotografa dahil oldular.




Meshur Champs- Elysee...




Yabanci bir memlekette aniden kan kirmizi bayraginizi görseniz ne hissedersiniz? Kurban olurum ayina yildizina...




Arc de Triomphe, Zafer aniti...






Disneyland gezimize biraktigimiz yerden devam... Cadinin imzasi da eksik kalsin...



Kendi istegiyle Minni balonuna veda eden kizim...



Sapka kavgasi...




Benim prensesim daha güzel vesselam...



Yakisikli oglumda sirada...




Kurbagayi öpen prenses :)



Yine bir gecit töreni... yavrularim nese icinde...







Bir su ile oynamamiz eksikti...





Minik soförler...







Arada bir parkin planina bakalim, minik rehberlerim is basinda...






Güzeldi, özellikle yavrularimi sevinirken ve eglenirken görmek, onlara yeni bir seyler ögretebilmek.. Kah sancilarim esliginde kah agrili sis ayaklarim esliginde elimden geleni yaptim sanirim...


Bebisimde böylelikle ilk tatilini yapmis oldu :)


Tüm cocuklu ebeveynlere Disneyland´i tavsiye ederim...

4 yorum:

  1. Harika bir gün geçirmişsiniz yavrularınızla.Onların eğlenmesi herşeye değiyor değilmi,yorgunluk falan vız geliyor..Sevgiyle

    YanıtlaSil
  2. evet gercekten öyle, önemli olan onlarin mutlu olmasi, gülmesi, yorgunluk viz geliyor :)

    YanıtlaSil
  3. Merhaba,
    güzel bir anne ve çocukları için ölümsüz sayılacak bir eser olarak görüyorum blogunuzu, onların yaşadığı mutluluk fotoğraflara yansımış :)
    nice güzel anlarınızı paylaşırsınız, bizlerde maşallah der gülen yüzlerle okur yorum yaparız ;)

    sevgiler

    vasfiye

    YanıtlaSil
  4. Cok tesekkür ederim Vasfiye hanim. Cok mutlu ettiniz beni :)

    YanıtlaSil