26 Eylül 2014 Cuma

Ellerine Saglik Sumeyra´m

Büyüklerimiz kizlarina ev isini ögretmek icin "Isin bana, ellerin sana kalir!" derler. Bu sözün ne kadar dogru oldugunu bizzat yasarak tecrübe ettim. Canim annem beni hep böyle sözler söyleye söyleye büyüttü ve evlendigimde cok büyük sorunlar yasamadim. 
Ben de annemin izinden gitmeye calisiyorum. Kizima olabildigince cok bilgiler aktarmaya gayret ediyorum. 
Sumeyra yavrum da masaallah özellikle mutfaga cok ilgili bir kiz. Internetten arastirip tarifler yaziyor ve beraber uyguluyoruz. 
Ilk denedigimiz tariflerden biri cake pop oldu.


Sumeyra´nin istegi üzerine iki kisim kek olusturduk. Biri kakaolu biri vanilyali...




Gecenin bir yarisi hazirladigimiz cake poplarimizi süsledik. Süslerkende yari uykulu halimizle bir hayli sacmalayip gülmekten kirildik. Anne kiz hala gülerek hatirladigimiz bir gece yasadik. 




Birer birer paketledigimiz bu güzellikleri kurban bayrami olmasi vesilesiyle ziyaret ettigimiz sevdiklerimize hediye götürdük. Sumeyra yavrum cok mutlu oldu. Ben de kizimdan gurur duydum. 


22 Eylül 2014 Pazartesi

Bir Teknik Müzesi Hatirasi


Bu yüzyilda özellikle cocuklarimizin teknolojiye olan meraki malum. Daha bebek yaslarda ellerine gecirdikleri her türlü telefon, tablet vs. gibi aletlerin nasil calistigini hemen cözüp kullanmasini nasilda beceriyorlar. Genellikle miniklerin bu davranislarina hayran kaliriz lakin bu cagda dogan bir cocuk icin cok siradan bir islemdir bu. 



Uzun zamandir planladigim bir geziydi Teknik Müzesi. Cocuklarimin ellerindeki aygitlarin, gün icerisinde gördükleri bir sürü teknigin tarihcesini ögrenmelerini ve insanligin teknik sayesinde ne kadar gelistigini görüp ögrenmelerini cok istiyordum. Günün birinde iki yavrumu ve iki samimi arkadasini alip arabaya attigim gibi solugu müzede aldik.




Eskiden insanlarin nasil bir hayat sürdüklerini hayranlikla izlediler.




Özellikle de maden ocaklarinda vagonlar sürerek ekmek parasi kazanmak zorunda olan cocuk iscilerden cok etkilendiler. Kizim ve arkadasi deneme amacli sergilenen bir vagonu yürütmeye calistilar ama bu cokta kolay olmadi. Kendilerinin böyle bir hayati düsünemediklerini dile getirdiler. Ellerindeki nimetlere sükür etmeleri gerektigini bizzat anneden defalarca duydular :).




Sergilenen esya ve araclar hakkinda bilgilenmek icin yine ellerindeki sesli bilgilendirme cihazindan yararlandilar. 





...





Bir cok aleti denediler.




Dedelerimiz veya babalarimiz zamanindan kalma aletlere dokundular.




...




Cok hosuma giden bölümlerden biri de bu kimya bölümü oldu. Mesela bir masada cocuklar yilbasindan ve özel günlerden tanidiklari havai fisek malzemelerini sanal olarak karistirdilar ve göge firlattilar. Defalarca denendi bu kimyasal reaksiyon. 



...






...





Denenmemis bir alet birakmadilar. Bir sürü sorular sordular. 




Ellerindeki cep telefonu ve fotograf makineleri ile gecmisteki aletleri kiyasladilar.




...




Müzenin doga ile ilgili kismina da ilgileri büyüktü. Özellikle enerji kazanimi acisindan cok degerli bilgilere ulastilar. 




...



Zamanimizda bir cok araca binmelerine ragmen eskiden kalma gemi ve yelkenlilere hayran kalmamak mümkün degildi dogrusu. Insanligin ne hizli bir gelisim icinde bulundugunu bu müzede cok iyi farkettiler. 




...




Cocuklarin en cok ilgisini ceken bölüm ise ilk bilgisayarin sergilendigi bölüm oldu. Kendi dünyalarindaki bilgisayarlarin artik bir el büyüklügünde oldugunu düsünürsek teknolojinin hizina hayran olmamak mümkün degil. 





...




Bu ilk bilgisayarla noktaladik gezimizi. Fotograf karelerine aktaramadigimiz daha cok aletler, deneyler ve araclar gördük, ögrendik. Agabeylerimiz bu konularda kücük uzmanlar gibi kardeslerine bilgilerinden sundular. Oglum ve arkadasinin devasa bir bilgiye sahip olduklarini farkettim bu arada. Okullarindaki egitim ve özel ilgilerinin cocuklarimiza ne kadar faydali oldugunu bir kez daha anlamis oldum. 

Bu gezimizle yine bir aya bir proje etkinligimize bir baslik daha atmis olduk. 


18 Eylül 2014 Perşembe

Son Dogum Günü Kutlamasi


Notlarimin ne kadar geciktigi oglumun dogum gününden belli. Nerdeyse bu seneki dogum günü geldi catti, lakin ben henüz gecen seneki notlari yazmakla mesgulüm. Neyse kaybettigimiz arayi elbet kisa zamanda kapatacagiz.

Gecen sene yavrularimla bir anlasma yaptik. Dogum günü kutlamalarina belirli bir yasa gelince son vermemiz gerek diye fikrimi beyan ettim. Cocuklarim bundan pek hoslanmadilar. Lakin onlara bu konu ile ilgili biraz bilgi verince sükürler olsun ki beni anladilar ve ikna oldular. Mademki dogum günlerini cocuklari sevindirme amacli ve baska cocuklara imrenmesin diye yapiyoruz öyleyse bu cocuk büyüdügünde artik böyle bir kutlamaya illaki gerek duymak zorunda degil. Cocuklarin ne zaman büyüdügü, ne zaman genc sayildiklarini tartismamiz gerekti tabi böylece. Yasadigimiz ülke kanunlarina baktik, bir kisi 14 yasini doldurunca kanun önünde artik genc sayiliyor. Öyleyse biz de bu yasi baz almaya karar verdik. Cocuklarimin bu organizasyondan vazgecmek istememelerindeki asil sebebin hediye oldugunu kesfettim. Oysaki özel günlerde, bayramlarda, okul ve cami mezuniyetlerinde ve basarilarinda zaten bir cok hediye aliyorlardi. Onlari dogum gününden vazgecirmek icin yavas yavas adim atmak gerektigini anladim. Simdilik yas 14´ü doldurunca kutlama organizasyonu yok ama sadece hediye var. 
Evet böylelikle her birimize uygun sekilde bir karar almis olduk. 




Ilk uygulamamizi Muharrem yavrumda gerceklestirdik. Kendi ailemizle bir yemege ciktik. Dogum gününden ziyade onun genclige ilk adim atisini kutladik. Kücüklügünden aklimiza gelen güzel anilari paylastik. Beyimle hüzünlendik dogrusu. Ne hizla akip gecmisti zaman. Gercekten bu kadar yil olmusmuydu. 


 


Muharrem yavrum icin son anda yetistiripte aldigimiz hediyeyi masanin üzerine cikardim. Oysa kendisi bir hediye beklemiyordu. Annesinin kutlama ile birlikte herseyi sonlandirdigini saniyordu. Biraz üzgün ve kirgindi da bütün yemek boyunca ama belli etmiyordu. Biz de ona sürprizimizi belli etmiyorduk hani. Hediyenin disardan görünüsünü bir kitaba benzetti, pek memnun olmadi. Ben de artik daha cok okumasi gerektigini, bu yüzden kitapligina bir kitap daha ekledigimi söyledim... hihihihi...

Sonunda hediyesini acti ve cok cok cok mutlu oldu. Uzun zamandir hayalindeki I Pad´i görünce cok duygulandi, cok memnun oldu. Sadece kendisine ait, annesinin esyalarina ihtiyac duymadan ama yine de biraz kurallara bagli bir özgürlükte kullanabilecegi bu aygiti cok begendi. 



Anne babanin evladinin gözlerindeki sevinci görmesi, onlari mutlu etmesi kadar güzel bir haz olamaz. Hayattaki huzur ve mutlulugumuzun yavrularimizin mutluluguna endeksli oldugunu farkediyorum her gecen gün. 
Hayatta sunu anladimki en büyük sevincim önce anne babama hayirli bir evlad olup onlara hizmet etmek, sonra evlatlarimi, esimi mutlu etmek ve sonra da etrafimdaki tüm insanlara faydali olmaya calismak kadar güzel bir duygu yok. 

Rabbim her daim kendine hayirli bir kul, Resulüne hayirli bir ümmet, anne babamiza hayirli bir evlad, esimize hayirli bir es, evladlarimiza hayirli ebeveynler ve cevremize hayirli bir dost olmamizi nasib etsin. 


16 Eylül 2014 Salı

KIZLARIM...

Yine uzun bir zamandan sonra merhaba...
Bugün yazmak geldi icimden, ne zamandir ihmal ediyordum blogumu, erteliyordum aklimdakileri birer birer...



Kücük Elif´imin hizla büyümesi etkiledi beni. Kocaman kiz oldu artik ve ben yavrularimin hayatina dair bir cok notu kaydetmiyordum artik. Evet büyüdü bebegim, kendi kendine bir sürü isini hallediyor. Bir cok yerde bana ihtiyac duymuyor artik...




Ya Sumeyra`m... O da kücük bir genc kiz gibi benim icin... Büyük abla, arkadasim, evde sözü gecen bir birey...
Hafta sonlari onun camiye gidisini izliyorum hayranlikla. Daha dün kendi cocuklugumu animsiyorum. Kizimda gecmisimi görüyorum. Su yabanci diyarlarda okulun haricinde bizi biz yapan degerleri unutmamak, yasatmak icin verdigimiz mücadeleleri animsiyorum. Artik Sumeyra yavrum benden bayragi devralmis gibi...




Sumeyra ile hayati o kadar cok paylasmaya basladim ki onunla davetlere katilacak ve keyif alacak kadar. Anne kiz paylasacak o kadar cok seyimiz varki. Elbette bu duygular, bu paylasimlar onunla hemcins oldugumuzdan kaynaklaniyor. Tipki benim anneme duydugum muhabbet gibi. Annem benim hayatta en güzel arkadasim, en iyi dostum. Ben de kizlarima öyle bir anne olmaliyim. 



Kizlarla ugras bulmakta hic zor degil hani. Sac, bas, toka, elbise, alisveris, kizlar günü... En miniginden en büyügüne müthis zevk aldigim, ugrasmaktan hic bikmadigim yavrularim onlar. 




Iki cennet kokulu melegimin yanisira yakisikli, saygili ve cok degerli bir delikanli annesi oldugum icin de cok sansliyim. Kizlarimla her ne kadar kadin olmanin verdigi duygularla kendimi yakin hissediyorsam oglumda da kendimi güvende ve rahat hissediyorum. O benim sag kolum, evimin kücük erkegi, arkadasim, askim, sirtimi dayadigim dag, kara yagizim...

Rabbime bu güzellikleri hayatima kattigi icin binlerce kez sükrediyorum.