30 Eylül 2009 Çarşamba

Cocuklarimizi asagilamayalim!

Devamli asagilanmak, beceriksizligini vurgulamak, hatalari ön plana cikarmak cocugu kendine güvensiz yapacak veya depresyona yatkin hale getirecektir.
Bebekken biberonu elinden düsürdü diyelim, adi üzerinde bebektir ve olabilir. Ama biz onu azarlarsak bu yanlis olur.
Yeni yürümeye baslayan tombul cocuga, sendelendiginde "nedir bu sismanlik ve sekilsizlik" diye laf atilirsa zihnine güvensizlik tohumunu ekmis oluruz.
Ögretmen, "Sinifta saati ögrenemeyen bir tek sen kaldin" diye cikisirsa yine böyle hata yapilmis olur.
Karneye bakan anne, "Hayat Bilgisi dersin orta mi? Benim cocugum bu hale mi düsecekti?" diye üzüntüsünü belli ederse yine cocugun güvensizligini artirmis olur.
Veya baba "ben senin yasindayken" diye baslayan nutuklar atarak cocugun basarisizligini vurgularsa...
Bazen muayene icin getirilen cocuklarin annesiz odaya girmediklerini görürüm. Anneler; hemen atilir, "Nasil konusacagini bilmez, bana ihtiyaci var" derler. Anne, cocuguna cok düskün oldugunu düsünür; oysa kendine bagimli yaparak hep kaybetmege mahkum bir insan haline getirdiginin farkinda bile degildir.

Cocuklarimizi iyi olmadiklarina ve baskalariyla boy ölcüsemeyeceklerine inandirip asagilik kompleksine sokmayalim. Cünkü cocuk bir defa basarili olamayacagi düsüncesine kapilirsa yeni beceriler kazanmayi denemeyecektir bile ve sonunda karamsarliga düsecektir.
Cocugumuzun aklini olumsuz sartlandirmalarla doldurmayalim ve güvensizlik tohumlari atmayalim.
Hatali bir davranisini elestirirken kisiligini degil olayi hedef alalim ve gerekli aciklamalari olay üzerinden yapalim.

COCUGUMUZLA BIRLIKTE GÜLELIM, AMA ASLA ONA GÜLMEYELIM.

Kaynak: Ruhen ve Bedenen Saglikli Cocuk Yetistirmek, Doc. Dr. Sefa Saygili, Sayfa 34

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder