Son zamanlarda is hayati, coluk couk, ev isleri, okul dersleri vs. vs. sikayetlerim artmisti. Hayat üstüme üstüme geliyor diye düsündügüm zamanlar cogalmisti... Derken cocuklarimla birbirimizi kirmaya, bagirip cagirmaya basladik :(
Bu durum o kadar vahim bir hal aldi ki, ben artik iki büyük cocugum olmadan yanlizca bir gün gecirmek istiyorum diye haykirirken buldum kendimi... Biliyorum her zaman hersey güllük gülistanlik olamazdi, sinirlerimin artik yipranacak bir tarafi kalmamisti.
Dudaklarimdan cocuklarim olmadan bir gün istedigimi ifade eden kelimeler dökülürken dualarin vede beddualarin kabul olacagi bir ani yakaladigimi nereden bilebilirdim. Rabbim o an sadece benim degil cocuklarin da cigliklarini duydugunu bana cok büyük bir dersle hatirlativerdi. :(
Bebegimi kontrol icin götürdügüm doktor yavrumun yeni dogdugu andaki sarilik hastaliginin henüz bebekten gecmedigini farketti. Bizi hastaneye gönderdi. Sorularimin cogunu yanitsiz birakti. Zaten eve gelen ebemiz de sariligin tam gecmedigini ifade etmis, acilen doktora götürmemi tembihlemisti. Bir anne olarak ben de yavrumun hala sariligi atlatamadiginin farkindaydim ama zamanla gecmesini bekliyordum tabiki.
Bunca tesbitten sonra hemen hastanenin yolunu tuttum. Kara cigeri veya safra kesesinde sorunlar olabilirdi. Hastanede yapilan kan tahlilinden sonra gercektende sarilik teshisi kondu ve o gece bebegi hastanede tutmalari gerektigini söylediler.
Cok ama cok hazirliksiz yakalanmistim. Böyle bir sonuc beklemiyordum. Telaslanmistim. Kardesim bütün gün yanimdaydi ve beni teselli etmeye calisiyordu. Ama ben bir annenin olabilecegi kadar endiseli ve de üzgündüm. Hastanede bize ayrilan odaya yerlestik, bazi kontroller yapildi, babamiz geldi vs. derken gece oldu.
Gece olup, herkes gidip, karanlikla birlikte sakinlikte cökünce birden bütün bir günü gözden gecirdim. Cok yanliz ve de üzgündüm. Daha da kötüsü iki büyük yavrumu cooook özlemistim.
Ayrica bu odaya yerlestirilirken 6 numarali odanin kapisina takilivermisti gözlerim. Cünkü Sumeyra´m kücükken o odada 3-4 gün kalmisti. O zamanlar ne kadar üzülüp agladigimi hatirladim. Rabbime onun bir kere sesini bana duyurmasi icin ne cok dualar ettigim geldi aklima. Sonra o hüzün yogunlugunda dün geceyi animsadim. Nasil dua veya beddua etmistim? "Iki büyük cocugum olmadan en azindan bir gün gecirmek istiyorum!" demistim. Iste o dua kabul olmustu. Peki sonuctan memnunmuydum? Asla... Hem de cok pismandim.
Keskelerle doldu o an kafamin ici....
Pismanliklar icimi kemirip durdu...
Onlarsiz bir gece dahi ne kadar da yüregime oturmustu...
Ayrica bu hastanede hasta yavrusunu yillardir tedavi ettirmeye calisan bir arkadasim gelmisti aklima. Yavrusuna bir derman bile bulamayan bir anneydi o. Ben ise sadece bir gecede bu kadar üzülmüstüm. Yillarca saglikli, güzel ve akilli yavrularimi bana bagisladigi icin Rabbime ne az sükretmistim. Kimbilir yerimde olmayi isteyen ne cok anne vardi.
Pismanlik yüregimi burkmus, icimi acitmis, bana hic kimsenin veremeyecegi kadar büyük bir ders vermisti.
Her iste bir hayir vardir mantigi ile o gecenin hakkimda olan hayrini düsünüp durdum sabaha kadar. Seher vakti kah uyanik kah yari uyur sekilde sükürlerle karsiladim dogan günesi. Hayatima o gün yeniden basladim sanki. Rabbime bana bu cezayi verdigi icin tesekkür ettim. Anladim ki bir musibet bin nasihatten hayirliymis vesselam...
O gün öglen yapilan muayeneler sonucunda bebegimin tüm organlarinin saglikli oldugunu ve de nadirde olsa bazi anne sütü ile beslenen bebeklerde sariligin vücuddan gec atildigini ögrendim. Artik sükretmek icin daha cok nedenim vardi. Tüm bu sonuclar farkli da cikabilirdi.
Ama ben hastaneye yatis sebebinin yavrumun hastaligindan cok Rabbimin bana bir dersi oldugunu kavrayarak evime dündüm.
Beni yavrularima, yavrularimi da bana bagislayan Rabbime sükürler olsun.